Bazen nasıl bir ülkede, ne türden kıyımların, katliamların, cinayetlerin, “organize işler”in üzerinde yükselen bir “cumhuriyet”te yaşadığımızı bize yeniden hatırlatan kitaplar, makaleleler, “anekdotlar” okuduğumuzda, tüylerimiz bir kez daha diken diken olabiliyor.
Hamit Erdem’in kaleme aldığı Mustafa Suphi’ye dair “Bir yaşam, bir ölüm” adlı biyografiyi okurken, “ölüm” kısmının “zorlu” olacağı belliydi de, sıra Suphi’nin karısına gelince bu kadar olacağını beklemiyordum doğrusu. Önce Mustafa Suphi’yle Mustafa Kemal arasındaki mektupları mı aktarsam, sonra Kazım Karabekir’le Erzurum valisi Hamit ve Mustafa Kemal arasındaki telgraflara mı yer versem diye düşünürken, hain pusuya dair belgeler arasında, Trabzon’da Suphi’lere katılmaya çalışan ama onların kaçırılıp katledilmesi sonucu bu girişimi sonuçsuz kalan genç komünist Abdülkadir’in layihasına takıldım.
Mustafa Suphi’ler Trabzon’a geldiklerinde karısı motora alınmıyor, zannediyorsunuz ki “kadındır” diye öldürmek istemiyorlar, ardından Suphiler Sürmene açıklarında katledildikten sonra kadının başına ne geldiğini Abdülkadir’in şu kısacık anlatımdan öğreniyorsunuz, donup kalıyorsunuz:
(…)
“Kadının hangi evde olduğunu haber almak üzere uğraştım. Fakat hiçbir taraftan malumat alamadım. Önce Kahya’nın (Suphilerin katlinde birinci derecede görev alan Trabzon Müdafaa-i Milliye reisinin sağkolu kayıkçılar kahyası Yahya) evinde olduğunu, sonra Nemlizade Ragıp Bey’in evinde olduğunu söylediler. Bazı üç dört defa olmak üzere evlerinin kapılarından geçiyordum. İhtimal rast getiriri veya pencereden bakarken görüp nerede olduğunu haber alırım diye uğraştım. Fakat hiçbir taraftan haber almadım. Bilahare epey zaman geçtikten sonra kadının Kahya tarafından Rizelilere hediye edildiğini ve orada bir zevk arasında öldürdüklerini haber aldım.”
(…)
Anlatımdaki/aktarımdaki “Rizelilere hediye edilmek”, “bir zevk arasında öldürmek” gibi ifadeler… başka söze gerek bırakıyor mu?
Bir de, Türkiye solu hep “15’leri” anar, teknede boğulanlar arasında olmasa da, Suphi’nin karısının da anılması gerekmez mi?
Kaynak: Hamit Erdem, “Mustafa Suphi: Bir Yaşam – Bir Ölüm, s. 229, Sel Yayıncılık, Şubat 2005
-
- 21099 okunma
Yorumlar
Suphi'nin karısının adını
23 Eylül 2009, yazan Ziyaretçi,
Yorum no: 946
Suphi'nin karısının adını bilsek. Yazıda adı geçmemiş. Unutulmasın diye...
Mustafa Suphi'nin eşinin adı
23 Eylül 2009, yazan Erkin Özalp,
Yorum no: 951
Meryem Suphi
23 Eylül 2009, yazan Ali Mert,
Yorum no: 953
Merhaba, yukarıda "haberin orijinali"nde yaptığım alıntı, kaynak olarak da belirttiğim gibi, Hamit Erdem'in "Mustafa Suphi, Bir Yaşam Bir Ölüm" adlı kitabın 229. sayfasındandır. Erdem de, söz konusu sözleri, kaynak göstererek, TÜSTAV'ın yayınladığı "Dönüş Belgeleri 1" adlı kitaptan, "Abdülkadir'in layihası"na dayanarak alıyor. Abdülkadir, Suphileri Trabzon'da karşılamaya çalışan komünistlerden biri. Bu sözler de, onun tanıklığının, Mustafa Suphi'nin karısına dair olan bölümü. Mustafa Suphi'nin karısının, tekneye alınmadığını öğrendikten sonra, kapı önlerinde bekleyerek bulmaya çalışmış, en sonunda da yukarıda aktarılan "vahim son"u öğrenmiş. Kitabın bu bölümünde, dolayısıyla Abdülkadir'in anlatımında Mustafa Suphi'nin karısının adı geçmiyor. Şimdi, kitabı genel olarak taradım (internette google kitaplar içerisinde arama motoru marifetiyle taramanın yerini ne kadar tutar bilemem ama) Meryem Suphi adına rastladım. 196-197. sayfalarda şu ifadelerle heyetin tam listesi veriliyor:
"Merkezi Heyet emrinde olarak 21 Kanunuevvel 920'den 25 minhuya kadar Baku'dan Türkiye'ye hareket eden heyet-i seferiye erkanı (?) Suphi Yoldaş, Emin yoldaş, merkezi heyet azasından ve merkezi heyet emrinde olarak:
İsmi Vazifesi
1.Hayrettin Merkezi heyette
2. Semih Matbuatta
3. Hasan Cevat ...............
4. Topçu Hakkı ...............
5. Nazmi Diyarbakır
6. Meryem Suphi Maşiniska
7. Fahri Harput
8. İsmail Çit ..............
9. Niyazi Matbuat
10. Kazım Hulusi Kuryer
11. Şefik Emin Yazıcı
12. Meryem Emin Kadınlar Şubesi Katibesi
13. Refii Maksut Kuryer
14. İsmailoğlu Ahmet Tercüman
15. Bahattin Matbuat şubesinde
16. ..... Hacı Mehmet
17. Mustafa Mehmet Erzurum istihbarat şubesine
18. Tevfik Trabzon istihbarat şubesine
19. Yahya Batum istihbarat şubesine
20. Baha Ali Samsun istihbarat şubesine
21. Muhlis Samsun istihbarat şubesine
22. Mesut Zeki İnebolu istihbarat şubesine
İlave gidenler
23. Süleyman Sami Trabzon istihbarat şubesine
24. Hilmi kızı Naciye
25. Feyzullah (?) oğlu Tevfik
26. .....oğlu Asker Hasan"
Belgelerde "vazifesi" bölümünün altındaki ifadelerde, memleketi, sevk edildiği yer ve vazifesi birbirine karışmış anladığım kadarıyla. Meryem Suphi'nin karşısında "vazifesi" olarak belirtilen "Maşiniska" ne demek çözemedim... sorunpolemik'te yer alan "60 yıllarına kadar Trabzon'da yaşamıştır" rivayeti ya da spekülasyonunun neye dayandığını da bilemiyorum haliyle. Benim aktardığım bölüm, tekrar olacak ama, iki ayrı kitapta yer alan tanık Abdülkadir'in layihasına dayanıyor.
Masiniska
24 Eylül 2009, yazan Zeynep Yıldırım,
Yorum no: 979
Öncelikle bu aydınlatıcı paylaşımınız için çok teşekkürler. Bu acı gerçeği bilmek üzdü ama bilmemek eksiklik olurdu.
Rusça'da "Masiniska", yazı makinesi başında yazı yazan kadın (İng. typist) anlamına gelmekte. Heyetteki görevi de yazıcılıkmış, buradan anlaşıldığına göre...
ismi
21 Mayıs 2010, yazan Ziyaretçi,
Yorum no: 3404
mustafa suphi nin face book taki sayfasında karısının adı bin ibrahim meryem olarak geçiyor
Sınıf kinini yeniden duyumsamak....
26 Haziran 2010, yazan aeditu,
Yorum no: 3724
Tam bi trajedi, içinize büyük bi acı çöküyo okuyunca ardında büyük bir öfke duyuyosunuz.
Bu adamlardan soracak çok büyük hesabımız var çok....